25 Şubat 2011 Cuma

AB'den Türkiye'ye vize oyunu

Diplomatik kaynaklar, AB Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu Üyesi Cecilia Malmström'ün dünkü basın toplantısında Türkiye'ye vize kolaylığı ve öğrencilerle araştırmacılar gibi bazı gruplara vize muafiyeti getirilebileceğini söylemesini "aşırı iyimserlik" olarak değerlendirdi.

AB içişleri bakanlarının dünkü kararında, "AB Komisyonu, üye ülkeler ve Türkiye arasında vize konularında işbirliğini yoğunlaştırmaya davet edilerek, vize başvurularında uygulamaların uyumlu hale getirilmesi ve pratik iyileştirmeler" talep ediliyor.

Kararda, "AB Komisyonu'nun vize, hareketlilik ve göç üzerine Türkiye ile diyalog başlatma niyeti not edilerek, Komisyon, üye ülkelere düzenli rapor sunmakla" görevlendiriliyor.

Karara eklenen deklarasyonlarda ise AB Komisyonu, vize konusunda Türkiye ile başlatılacak diyalogda "yasal müzakere yetkisi olmadığını" kabul ediyor.

Kıbrıs Rum kesiminin deklarasyonunda da AB'nin geri kabul anlaşmasına onay verirken eş zamanlı olarak vize diyaloğu başlatma kararı almasının "her iki konu arasında doğrudan bağlantı bulunduğu" görüntüsünü verdiği, oysa kendilerinin bunu "geri kabul anlaşmasının iyi niyetle uygulanmasının vize diyaloğu için olmazsa olmaz şart olarak" algıladıkları kaydediliyor.

Kıbrıs Rum kesimi ayrıca, vize diyaloğunun hiçbir şekilde "AB'yi, vize kolaylığı ya da serbestisi amaçlı diyalog yükümlülüğü altına sokmadığının açıkça belirtilmesini" istiyor.

İngiltere tarafından eklenen deklarasyonda ise İngiltere ve İrlanda'nın ortak vize bölgesi Schengen'e dahil olmadıkları hatırlatılarak, vize diyaloğunun kendilerini bağlamayacağı belirtiliyor.

Diplomatik kaynaklar, bu şartlar altında AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström'ün "kısa vadede" yapılabilecekler arasında "öğrenciler ve araştırmacılar gibi bazı gruplara vize muafiyeti tanınabileceğinden" bahsetmesinin anlamlı olmadığını vurguluyor.

Malmström'ün Türkiye ile geri kabul anlaşması müzakerelerini yürütürken, vize serbestisi müzakereleri için üye ülkelerden yetki almaya çalışma sözü verdiğini ve bu kapsamda gösterdiği çabaların sonuçsuz kaldığını belirten diplomatik kaynaklar, başını Hollanda, Avusturya, Fransa, Almanya ve Kıbrıs Rum kesiminin çektiği AB üyelerinin ise "Önce Türkiye yüz binlerce kaçak göçmeni alsın, sonra vizeyi konuşalım" tavrını takındığına dikkati çekiyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB'nin vize diyaloğu başlatma kararının ardından yaptığı değerlendirmede, "Çok net ve açık bir şekilde ifade ediyorum, ilkesel bir pozisyonumuzdur, diğer ülkeler için uygulanan kurallar Türkiye için uygulanmadıkça, hiçbir şekilde geri kabul anlaşmasını hayata geçirmek mümkün olmaz. Bu da şudur; geri kabul anlaşmasına paralel bir şekilde vize muafiyetini hedefleyen müzakerelerin başlatılması konusunda tam bir yetki vermesini bekliyoruz AB Konseyi'nin. Şimdi bunun gerçekleşmediği anlaşılıyor. Bu ne zaman gerçekleşirse o zaman Geri Kabul anlaşması süreci başlatılır. Tek taraflı bir adımı Türkiye'den kimse beklememelidir" demişti.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise "AB Adalet ve İçişleri Konseyi'nin 24 Şubat 2011 tarihinde bu konuda almış olduğu karar beklentimizi karşılamaktan uzaktır. Beklentimiz, AB Konseyi'nin AB Komisyonu'nu bu konudaki talebimizi tam olarak karşılayacak şekilde ülkemizle görüşmelere başlamak üzere yetkilendirmesidir. Bu beklenti karşılanmadığı sürece GKA tarafımızdan ne paraflanacak, ne imzalanacak ne de uygulamaya konulacaktır" ifadesi kullanılmıştı.

Türkiye, AB ile geri kabul anlaşmasını yürürlüğe koyarsa AB'de yasa dışı ikamet eden Türk vatandaşlarını hemen ve kendi toprakları üzerinden yasa dışı yollarla AB'ye giren yüz binlerce üçüncü ülke vatandaşını 3 yıl sonra teslim almak zorunda kalacak.

AB'den geri aldığı üçüncü ülke vatandaşlarının birçoğunu, ilgili geri kabul anlaşmalarının bulunmayışı nedeniyle geldikleri ülkelere gönderemeyecek olan Türkiye, ağır bir maliyetin altına girmiş olacak.

AB verilerine göre Türkiye üzerinden yılda yaklaşık 80 bin göçmen yaşadığı yollardan Yunanistan'a geçiyor. Bulgaristan'ın da Schengen bölgesine dahil olması halinde bu sayının daha da artabileceği belirtiliyor.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 27 Ocakta Brüksel'de yaptığı açıklamada, "Türk vatandaşları AB vizesi kuyruklarında hakarete uğrarken, Türkiye'nin AB'nin göçmen sorununu üstlenmeye istekli olmayacağını" belirterek, "Paraguay ve Uruguay gibi ülkelere bile vize uygulamayan AB'nin hem katılım müzakereleri yürüten hem de AB ile büyük ekonomik entegrasyon içinde bulunan Türkiye'ye uyguladığı vize rejiminin hiçbir gerekçesinin olamayacağını" vurgulamıştı.

Bazı AB üyelerince tanınmayan Kosova dışındaki tüm aday ve potansiyel aday ülkelere vizeyi kaldıran AB, Türkiye'ye farklı muamelesine gerekçe olarak geri kabul anlaşmasının bulunmayışını gösteriyordu.

Diplomatik kaynaklar, geri kabul anlaşması müzakereleri tamamlanınca "oyunu" ortaya çıkan AB'nin Türkiye ile ne anlama geldiğini kimsenin bilmediği "vize diyaloğu başlatma" kararının bazı üye ülkelerin de kafasını karıştırarak çok sayıda deklarasyon yayımlanmasına neden olduğununa dikkati çekiyor.

AB'nin vize talep etmediği ülke ve bölgeler arasında Asya'da Japonya, Güney Kore, Malezya, Hong Kong, Makau, Tayvan, Avustralya ve Yeni Zelanda, Ortadoğu'da İsrail, Balkanlar'da Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Makedonya, Bosna Hersek ve Arnavutluk, Güney Amerika'da Arjantin, Brezilya, Şili, Paraguay, Uruguay ve Venezuela, Kuzey ve Orta Amerika'da Belize dışındaki tüm ülkeler ve bazı ada devletleri bulunuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder